Çoğumuzun
ismini dahi duymadığı bu rezil olay maalesef ki Türkiye’de pek gündem olmadı.
Google’da her saniyesine kadar kayıt altına alınmış bu vahşet ülkemizdeki
milyonlarca internet kullanıcısına rağmen farkına varılmadı.
Peki,
kimdi Farkhunda ve neydi suçu?
Farkhunda,
27 yaşında bir Afgan kadınıydı. İlahiyat öğrencisi olup mahallesindeki
kadınlara Kuran’ı anlama dersleri veriyordu.
19
Mart 2015 tarihinde ders verdiği caminin içinde hastalara muska satan, çocuğu
olmayan kadınları bu muskalarla aldatan bir molla(!) ile karşılaşıyor ve bu
mollanın vaatlerine kanan kadınların, o yazılan kâğıtları satın aldıklarını
görünce sessiz kalamayıp ‘’İslam’da bunların yeri yok, bunlar Kuran’a aykırı!’’
diyerek kadınları uyarıyor. Bunun üzerine Molla Zainuddin ile tartışmaya
başlıyor...
Buraya
kadar her şey normal gözükse de asıl mesele bu noktadan sonra başlıyor.
‘’Bu
kadın kuran yaktı ve ben de gördüm!’’ diye bağırıyor satıcı. Sesi duyan kalabalık
hızla toplanıyor ve genç kadın caminin yakınında bulunan bir odaya sığınmak
zorunda kalıyor. Etrafını sarmış ve deliye dönmüş onca kalabalık:
‘’Öldürün
onu! Bu pislik kuran yaktı!’’ diye bağırıyor…
Peçesinin
ardından görünen endişeli gözlerle:
‘’Kardeşim
ben bir Müslümanım! Müslüman Kuran yakmaz…’’ diyor ve tekrar ediyor defalarca…
Öfkeden gözleri kan bürümüş bu yırtıcı kalabalık, genç bir kadının sesini
duyamayacak kadar sağır o esnada (!)
Polis
öfkeli kalabalığı dağıtmak için havaya ateş açsa da sonuç alamıyor.
Farkhunda’yı
peçesinden tutup sokağa atıyorlar…
Bir
anda kendini yerde, üstü başı açılmış ve tekmelenirken bulan acılı kadın:
‘’Allahu
Ekber! Allahu Ekber! Allahu Ekber!’’ diye haykırıyor…
Yüzlerce
erkek karnına, göğsüne, yüzüne tekmeyle; yetmiyor sopayla, demirle, taşla
vuruyorlar… Yüzü kanlar içinde kalan
Farkhunda can havliyle ayağa kalkıp kendisini açıklamaya çalışıyor ama nafile…
Adeta cinnet geçiren halk polisin seyirciliği ile Farkhunda’yı çatıdan aşağıya
atıyor, taşlıyor, üzerinde tepiniyor…
YETMİYOR!
Cansız
bedenini yerde metrelerce sürüklüyor… Yetmiyor! Arabayla üzerinden geçiyor,
eziyorlar… Yetmiyor! Cesedini Kabil nehrinin kıyısında yakıyorlar!
…
Cahiliyeden
farksız bu vahşeti şimdi alıp nereye koymalıyız?
Din
adına satılan ağızlardan lağım kokusu yayılıyor dünyaya ve biz bu kokuları
sindire sindire ölüyoruz!
Özelde
kadına, genelde insana karşı işlenmiş bu suçu hangi hâkimin adaletine teslim
etmeliyiz?
Ümmetin
bu suskunluğunu şimdi nasıl şikâyet etmeliyiz!
Farkhunda
sadece bir örnek…
Farkında
olmadığımız milyonlarca kadından sadece biri…
Her yıl sudan sebeplerle yüzlerce kadın katlediliyor, tecavüz ediliyor, hunharca öldürülüyor.
Her
gün ana haber bültenlerinde dinlediğimiz cinayet haberleri…
Dinleyemediğimiz,
duyamadığımız, göremediğimiz binlercesi ve de…
En
acısı da artık bunlara alışıyor ve sadece üzülerek geçiştiriyoruz…
Zihniyetlerin
çukurlaştığı, her canlıya ‘’libido’’ gözlüğünden bakan yaratıkların hüküm
sürdüğü bir dünyada seyrediyoruz bu çetrefilli azapları…
Elimiz
kolumuz bağlı gibi sakat vicdanlarımıza yediriyoruz olanı biteni…
Bu
dünyanın çivisi çıkmış Farkhunda!
İyi
insanlara, yiğit insanlara yer yokmuş burada.
Herkes
cellatlığa soyunur olmuş, zalimlik en revaçta moda!
Hayranı
olduğumuz o uzaklarda şimdi acı var.
O
uzaklarda binlerce mazlumun ahı ve vebali var…
Bu
acı geçiyor mu Farkhunda?
İyi
insanlar nerede? Yaşar Kemal haklı mı dersin?
Demirin
tuncuna kalmıştık tamam da… İnsanın ya!
-HAYIR!
Suskunlukla
geçiştirmeyeceğiz artık bazı şeyleri ve insanlıktan umudumuzu kesmeyeceğiz!
Farkhunda
cesareti ile farkında olacağız hakikatin ve dilsiz şeytan olmayacağız!
Zulmü
durduramasak da duyuracağız!
İslam’ın
kadına verdiği hakkı ve değeri, Müslümanlara rağmen savunacağız!
Zulmün
cinsi, ırkı, ideolojisi yok; anlatacağız! Birlik olacağız!
Gücün
sözüne değil, sözün gücüne dayanacağız!
Ve
tüm bunları insanlık adına yapacağız…
İşte
o zaman yeşerecek yeşil dalından ve o zaman beyaza bulanacak bayrağımız…
O
zaman çocuklar neşe ile oynayacak bahçelerinde ve kadınlar korkusuzca atacak
adımlarını…
Erkeğin
gücüne değil kalbine yenilecek kadın; merhametine ve sevgisine…
İnsan
olmanın şuurunu anlayacağız işte o zaman!
Ayaklarımıza
Rachel gücü geldiğinde belki ayaklanacağız biz de ve onun gibi cesaretle
haykırabildiğimiz zaman dirilecek kimliğiz…
‘’Zulüm
bizdense, ben bizden değilim! ‘’
İslam
adına yapılan bu zulmü kabul etmiyor ve bu vahşeti lanetle kınıyorum.
Farkhunda’nın
aziz ruhuna dua ile…
Vesselâm…
Beyza Sönmezocak